Pazar, Aralık 11, 2011

Daldaki kuşlar kadarmışız





Pekiy.

Kalbim beynime sordu;

"özlemekten ölür müyüm?"
"..........."

" Yarım bırakılmış masallara şahit oldu da bedenin neden başlangıçlarına dokunamadı tertemiz ellerinle?
Belki melekler ellerini şahit tuttu yaşadıklarına... Tertemiz ellerinle hiç yazılmamış bir masal yazsaydın kaybolup gidecekti yetim bir çocuk gibi anonim mezarlığına...
Oysa şimdi ben toz toprak bulanmış ellerimle parmak izlerimi bırakarak tanıdık bir masalın ilk cümlesini yazıyorum...

İyi ki doğdun canım...

17 Mart 08

Z."

Perşembe, Kasım 24, 2011

Renk olsun azıcık


Pekiy.

Bugün böyle olsun.

Çengelköy'e gidip hıyar almadan dönelim mesela.
Makineyi bi türlü sabitleyemeyelim.
Mevsim yine yaz olsun.
Çokça martı koksun.
Leş koksun hatta.
Bi de...
Dost koksun...

Olmaz mı?

Pazar, Kasım 13, 2011

Pizzeria Kamikaze






Pekiy.

Hayat hayatla dolu.
Hatta doldu doldu, kocaman oldu.
Ve yine hayat;

şaşkınlıklar,
hıçkırıklar,
baloncuklar,
gülücükler,
konfetiler
kedicikler...

evet, gırgır... lar...


hatta ve hatta
sürprizlerle dolu...

Pazar, Eylül 11, 2011

Çünkü uçabilirim



Pekiy.

Rüzgarı arkama, denizi karşıma...
Sağım solum sobe!
Çünkü iklimdendir, dağlar kıyıya dik...
Mahalle arası oyunları, ne mutlu! Daha uzundur yazlar.
Daha az soğuk, tenim daha çok tuzludur.
Çünkü yaşamak gibi bir şeydir, ılıktır. Sakin gibidir, yıldızları kocaman...
Bir de Deli Mehmed vardır mesela, sıcaktır ama delidir.
Çünkü tenim bilir,gözlerim kapalı bilir.
Çoğunlukla bisiklete binmek gibi...
Ev gibi...


Köklerimi suya koydum.
Çünkü uçabilirim.
Çünkü...
Su kalbe hep iyi gelir.

Perşembe, Ağustos 11, 2011

Kayıtlar bilir, postalar unutmaz!

Pekiy.

Bazı düşünürler der ki anımsamak iyidir.
Çünkü bildiğimiz hiçbir şey öğrenme olamaz.
Yoksa bir hayat bu kadar çabuk bilinebilinemez ki!?
Hiçbir renk böyle güzel...
Hiç kimse rengarenk olamaz.








Çarşamba, Temmuz 20, 2011

Bir kilo "söz" mü, bir kilo "yazı" mı?








Pekiy.



Bir kilo söz, bir kilo yazıdan daha hafif.
Yazılar uçabilemez ki.
Taşımak zorunda oldukları ekleri vardır mesela... Bazı kelimeler ulayarak kenetlenebilir.
Bazen zincirleme doğan cümleler de olabilir.
Yükleri hep ağırdır.
Oysa söz frekanstır, kabarcıktır. Hoh'lama gibi bir şeydir.
Her biri tektir, hürdür. Çoğunu yutabilip, yuvarlayabilip, kesip biçip katledebilirim.
Yazılar uçabilemez ki.
Birbirlerini severler.
Sözuçar.
Pek tabiy.
Bunu en iyi uzman balıklar bilir.


Not: Hediye şarkıların paylaşılması yasaktır ve seferi balıklara günah yoktur.


Perşembe, Haziran 30, 2011

Ve aslında hayat; ....



Pekiy.


Ve aslında öylesinedir.
Başlangıçtır, bilinmez.
Tebessümdür.
Hüzündür.
Huzurdur.
Sancıdır.
Acıdır.
Doğumdur.
Doğumdur...







Kalptir.
Dengedir de.
Başarır.
İnanır.
İnandırır.
Yaşar.
Yaşatır.

Ve aslında hayat; onunla daha bir "hayat"tır.

Çünkü iyidir.
Çünkü iyi gelmiştir.
Çünkü iyi ki gelmiştir.
Çünkü...

Pazartesi, Haziran 27, 2011

Öpücükten değil yooo yoo, değil!




Pekiy.

Hafızasız balıklar ve kabarcıklar.
Akıllı hafızalı balıklar ve kabarcık kalpli Sosuke.
Söz verilebilinemez ama paylaşılması yasalmış.
Sonsuzluk sayılabilinemezse sonsuz kadar gün sevilebilinirmiş.
Bilinmeyen güzel.
Bilinmeyen iyi, güvenli.
Çünkü gözler varmış.
Çünkü öpücük sadece öpücükmüş.


Söz hep gözlermiş.

Pazartesi, Haziran 13, 2011

Kulağıma/kulağımdan gözlerime/gözlerimden dolanlar



Pekiy.



Hatırdadır.
Hatırı sayılır bir hatır gönül meselesidir.
Çoğu zaman da bol öpücüklü, taze hüzünlü bir pazar kahvaltısıdır.


Hüzün mü?


Cancağızım çünkü.


"Rest assured your love is pure"


Cumartesi, Haziran 04, 2011

İlk posta: Yer: Özbekistan / Taşkent, Saat: 02:02




Pekiy.



Her insanın yollarından biri/birkaçı mutlaka fillerden ve pastanelerden geçer.
Bazen de o filler yollardan geçer.
Bazen.
Pastaneler yollardan geçemez ama, adım atmak şarttır. Doğru adımsa geleceği görebilen iyi kalpli balıklar vardır.
Çoğu yıldız tozu yutmuştur.
Elleri ve ayakları iyi sohbet eder.
Bir de...
Cep telefonu kullanmazlar.
Evet.


"Sayın Parlak Gözlü, Güzel Gülüşlü Unutkan Balık;


Çok güvenilir kaynaklardan edindiğim bir bilgiye göre; hayatında artık unutmaman için bir sebep olacak:)
........


Döner dönmez birlikte "ashes and snow" izlemek dileğiyle"

25.11.10 "

Perşembe, Mayıs 26, 2011

Hediye fotoğraf / renk / hayat

Pekiy.


Renk vakti.
Saniyeler kırdıkça su damlaları gibi çoğalıyor muyuz?

"Ben bugün seni çok sakin ve huzurlu sevmişim.
Sanki biz 70 yaşındaymışız da 50 yıldır her gün birbirimizi biraz daha çok sevmişiz gibi sevdim.
Pek çok kendinden emin sevmişim.
Her şeyden emin sevmişim."

Gözlerinden öpülesi Kutup Yıldızı Uzman Balığı...
Ne güzel geldin!

Cumartesi, Mayıs 14, 2011

Köprüde olup bitenler ve kalan her şey - hepsi


Pekiy.

Tüm tanışmalar ve kavgalar gibi ve de tüm serüvenler, belki de (hatta) aşklar...
Tamamı ıslak.
Suyun değmediği hiçbir şey güzel olamaz ki?
Ayaklarım suya değiyor ve olup biten...

Köprünün ta kendisi.

Salı, Mayıs 03, 2011

Kelime avlamacalı uzman balık postaları


Pekiy.

Mütemadiyen sırıtmak yetiyor.
Yok, yine de yetmiyor.
Bu konuyu da Kutup Yıldızı Uzman Balığı'na iletiyoruz.
Sevgiler, öpücükler kendisine.


http://www.youtube.com/watch?v=k3od-ijY75U






Pazar, Nisan 24, 2011

"i ll love you till the end of the world" gerçeği


Pekiy.

Sen söylediğin sürece sorun yok...
"i love you more than life" ne kadar palavraysa bu da o kadar gerçek dedim.
İnandım.

Niye mi?


Kendimden biliyorum;

thank you boy, thank you boy
i'll love you till the end of the world
with your eyes black as coal and my long red curls...



Cuma, Nisan 22, 2011

1984




Pekiy.

Başlangıçlar iyidir.
Kahvaltı da iyidir, kalbe iyi gelir mesela.
Bi "still ill" arası "hand in glove".
Yanında sınırsız "pretty girls make graves".
Yine de bulursanız (her baskıda mevcut değil) taze sıkılmış "this charming man"...
......
Doymak ne güzel şey!

Çarşamba, Nisan 20, 2011

"Carousels" dedi kulaklar

Pekiy.

"Hep mi iyi gelirsin? Hep mi?" dedi sağ kulak.

Sol dayanamayıp haykırdı;

"Çok yaşa Sevgili Çocuk!
Sesin ve nefesin...
Her neredeyse..."



Perşembe, Nisan 14, 2011

"Kıymık" Mon Amour



Pekiy.


Bi batarsın, bi çıkarsın.
Biri diğerinden hep daha çok "zaman" alır.
Yine de hep yokuş aşağıdır.

".... Şimdiden biliyorum bunu."


Cumartesi, Nisan 09, 2011

Perşembe, Mart 31, 2011

Dost, candır!




Pekiy.

"Öyle gibiyiz, onu tanıyorum.
Tanıdık gibiyiz.
An değil "anı" fotoğrafçısıyız, üst üste yığılmış yıllar ve de "anı"; eş-dost..."

Yutkunmadı, öfkelenmedi de.
Bağırmadı, sakindi.

"Durmayın öyle, yazın." dedi.
"Bir cümle olsun, bir şey olsun zırva ya da çok daha iyisi..!
"Hepiniz ünlü olun, hemen!"

Durmadı, düşünmedi bile. Sakindi.

"Başka türlü Bresson olunmaz ki..."

Çok geçmedi ama durdu, hatta düşündü de.

"Ya da...


Yanılıyor olmayayım sakın!?"

Pazar, Mart 20, 2011

1 nisan'da bir erik ağacı ile konuşabilirim



Pekiy.
Halbuki sadece hikayeler vardı, biz yoktuk.
Hikayeler benden önce de vardı ve benim için de vardılar, hep olmuştu mesela, evet.
Bir yerlerdeydi gizlenmişti; biraz bekledi. Hayat kadar tutarsızdı, bazen tutuvereceği de tutardı. Son'luydu çünkü. Hepsi biterdi.
En az bizim kadar ölümlüydü.

" Önümüzde hayat... Her gün bir başka uykuya yatıp bir başka rüya göreceğiz. Halbuki zaman, ağır ağır bizimle beraber akan nehir, bir göle varıyordu. Bu gölde artık biz akmıyor, dalgalanıyorduk. Yahut bana öyle geliyordu."

Pazartesi, Şubat 28, 2011

Yasa her yerde...


Pekiy.

Hayat bir antlaşma.
Ama "söz" verilebilinemez ki.
"Üç hal" her yerde!
Kargalar gibi... Her yerde!

Üstelik...

Kuzgunlar gibi yaşayacağız.
Ne sanıyorsunuz...?
Onlar gibi ölmeyecek miyiz?

Pazar, Şubat 20, 2011

Şekerlenme Eşiği





Pekiy.

- Huzur yorar mı?
- Kim demiş!?

Taş dediğin bile... Gün gelir...
Yolunu bulur.

Bi de.
Limon sıktım.
Şekerlenmediği sürece hayat güzelmiş.



Cumartesi, Ocak 08, 2011

Bone to marrow...





Pekiy.


"feather to fire
fire to blood
blood to bone
bone to marrow
....."


En güzel yerindeyiz, dedi.
Önce kemiğim, sonra iliğim onayladı.
Düşünmedim bile, sonrası artık daha kolay...
Tek bir seferde söyledim:

"İyi ki geldin!"

".....
marrow to ashes
ashes to snow!"

Pazar, Ocak 02, 2011

Diyar Alis Harikasında.



Pekiy.


- Sen yüzme bilmiyorsun değil mi?

Kupa Valesi, üzgün üzgün başını salladı:

-Ben yüzme bilen birisine benziyor muyum?


Kartondan yapılmış bir iskambil kağıdı bir hayal kahramanı için fazla korkak.
Melekler uçmayı ve yüzmeyi bilirmiş ama.
Bir varmış, hep varmış üstelik...
O yüzden...
Geceler daha uzun olsun.
Uyanık uykularda bir "O" olsun...